Mesane (idrar torbası) kanseri erkeklerde görülen kanserler arasında sekizinci, kadınlarda ise dördüncü sırada yer alır. Sıklığı yaş ile birlikte artar. Genellikle 50-60 yaş sonrasında görülür. Nadiren gençlerde de karşımız çıkabilir.
Erkeklerde kadınlara göre üç kat fazla görülen mesane kanseri sigara ile yakın ilişkilidir. Sigara dışında bazı kimyasallara maruziyet ve genetik faktörler de etyolojide rol oynar. Sıklıkla idrarda kanama ile kendini gösterebilir.
İleri yaşta olup idrarda kan gören kişilerin mutlaka bir ürolog tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu kanama sırasında ağrı olmayabilir, pıhtı görülebilir. İdrar yaparken yanma ve idrara sık çıkma da mesane kanserlerine bağlı olarak görülebilir.
Mesane kanserlerini iki ana gruba ayırmaktayız. Birinci gruptaki hastalarda tümör mesane kasına geçmemiştir. Bu gruptaki hastalar kasa invaze olamayan mesane kanseriolarak tanımlanırlar. Tedavide kapalı ameiyatla bu tümörün kazınması gerekir. Temizlenen dokular patoloji tarafından incelenir. Tümörün yüzeyel olduğu düşünülüyorsa üçer aylık aralarla sistoskopi (mesane içine bakılması) ile takibi gerekir. Çünkü bu tümörlerin %70 oranında tekrarlama riski vardır.
Patoloji raporuna göre bazı hastalara idrar torbası içine ilaç ya da BCG verilmesi gerekebilir. Bu tedaviler mesane kanserinin nüks etmesini ve ilerlemesini azaltabilirler. Mesane kanseri eğer mesanenin kaslarını tutmuş ise tedavi farklıdır. Bu durumda idrar torbasının ameliyatla çıkarılması ve barsaklardan yeni bir mesane yapılması gerekir. Genel durumu iyi olmayan bu ameliyatı kaldıramayacağı düşünülen bazı hastalara ikinci kapalı ameliyatı takiben ışın tedavisi ve kemoterapi verilebilir. Çok zahmetli ve tedavi şansı daha düşük olan bu radikal tedavilerden sakınmak için yapılması gereken, bütün kanserlerde olduğu gibi, kanseri erken teşhis etmek çok önemlidir. Bu anlamda yapılması gereken, sigarayı bırakmak, idrarda kan görüldüğünde, ne şekilde olursa olsun, derhal bir üroloğa başvurmaktır.
Comments are closed.